Kayıtlar

Salgın/Ling Ma Üzerine

Resim
''Salgının ciddiyeti hangi haber kaynağının takip edildiğine göre değişiyordu. Bazıları hastalığın katlanarak arttığını, diğerleri kontrol altında yavaşça yayıldığını söylüyordu. Shen Humması ya Batı Nil virüsünden etkili değildi ya da Kara Veba şiddetindeydi.'' Salgın, tanıtımı çok iyi dönen kitaplardan biri. Korona virüsü tahmin eden kitap diye diye, şişirip merak uyandırdılar. Aslında okuduğum alıntılara ve bazı tanıtım yazılarına güvenmemem gerektiğini biliyordum. Kitabı boklamak değil niyetim, ancak ben ortada çok zekice yazılmış, çağımızı bir ayna gibi kendimize geri yansıtan bir kitap göremiyorum. Açıkçası, kitabı sipariş ederken de aklımda bazı sorular vardı. Kararsızdım, e-kitap olarak alamayınca da sipariş etmek durumunda kaldım. ''Anılar, anıları çağırıyor. Shen Humması da bir hatırlama hastalığı;  hummalılar anıları içinde sonsuz döngüye tutuluyor.'' Ana karakterimiz Candace Chen'in anıları etrafında dönen bir hikaye. Shen Humması adı ver...

Fosforlu Cevriye/Suat Derviş Üzerine

Resim
Karakolda ayna var Kız kolunda damga var Bakışından bellidir Cevriye'm  Sende kara sevda var. 1940 yılında tefrika olarak yayınlanan Fosforlu Cevriye, İthaki yayınları tarafından tekrar kitap dünyasına kazandırıldı. Suat Derviş'in eserlerine ulaşmanın zorluğunu ortadan kaldıran İthaki, gerçekten büyük iş yapmış. Kitabın sonunda ufak bir sözlük var. Ancak kitapta geçen bazı kelimeler sözlükte bulunmuyor. Bu, sıkıntı. Kitabı bırakıp, telefondan sözlüğe bakma ihtiyacı tüm hevesimi kırıyor. Çoğunlukla cümle içindeki anlamdan çıkardığım sözcüklere rağmen, bazen sözlüğe bakma ihtiyacı hissettim. Argosu bol bir kitap bu. Hoşuma da gitti, argoda yeni sözcükler öğrendim. Yıllar sonrasında okurken bile gündelik hayatta kullanılacak kelimelerdi bunlar.  ''Bu sahilin bütün sokak çocukları gibi, sanki yüzmek onun da fıtri kabiliyetleri arasındaydı. Yüzmeyi ne zaman öğrendiğini bilmiyordu. Konuşmaya ve yürümeye ne zaman başladığını hatırlamadığı gibi.  Onun için denizi seviyordu. Bu ...

Aksaray'dan Bir Perihan/Suat Derviş Üzerine

Resim
 Kısa süreli, zorunlu/zorlu ayrılıktan sonra yine geldik efendim. Bazı sağlık sorunlarından dolayı ara verdiğimiz kitap sohbetlerimize devam ediyoruz. Suat Derviş'in kitaplarına özellikle son dönemde İthaki'den kitaplar almayı sevdiğim için, hep denk geliyordum. Hatta Aksaray'dan Bir Perihan'ı okuma listeme eklemiştim bile. Sonra bir gün kardeşim bu kitabı aldığını ve çok merak ettiğini söyledi. Ben de dayanamadım, hemen sipariş ettim. O, kitabı bitirdi ve çok beğendiğini anlattı. Ben daha da meraklandım. Ve sürpriz! Sipariş ettiğim kitapların bir kısmı gelmiş, ama Aksaray'dan Bir Perihan ne yazık ki temin edilememişti. Neyse efendim, geç de olsa kendisine kavuştum ve iki gececikte bitirdim.  Suat Derviş hayat hikayesiyle, yazdıkları ve duruşuyla ilginç bir insan. Şimdiye dek onun kitaplarını okumadığım için kendimi ayıpladım. Ve yıllar sonra tekrar Saut Derviş'i hatırlatan İthaki'yi çok sevdim.  Aksaray'dan Bir Perihan kitabı, ilk bakışta kitabın ana ka...

Pan'ın Labirenti/Guillermo del Toro, Cornelia Funke Üzerine

Resim
Yıllar önce, Pan'ın Labirenti filminin kitap olarak yazılacağını okumuştum bir yerlerde. Açıkçası çok sevinmekle birlikte, kim bilir dilimize ne zaman çevrilir diye üzülüp, konuyu kendi içimde rafa kaldırmıştım. Ta ki, geçtiğimiz günlerde kitabın dilimize kazandırıldığını görene dek. Fiyatı pahalı olan kitapları genellikle Türkiye'den alırım ancak bu sefer dayanamadım. Hem doğum günümde hovardalık yapmayacaktım da ne zaman yapacaktım ki?! Kitaplığımda, bir rafı bilimkurgu, fantastik kitaplarına ayırmaya karar verdim. O rafın en başında yer alıyor Pan'ın Labirenti. Bu kategorideki tüm kitaplarımı topladım ve bir rafın asla ama asla yeterli gelmeyeceğine kanaat getirdim. Kitaba her zaman yer bulunur, sıkıntı yok! Kitap geldiğinde hem heyecanla okumak istiyor hem de elimi süremiyordum. O sırada okuduğum başka kitaplar olduğu için bekletme kararı aldım. Ve tavuk götü yine tövbe tutmadı! Bir gece ansızın kendimi Pan'ın Labirenti'nde , Ofelia'yı takip ederken buluverd...

Nisan 2021 Kitap Alışverişi

Resim
  Veba Geceleri/Orhan Pamuk Elimdeki tek birinci baskı Orhan Pamuk kitabı Veba Geceleri oldu. Uzun zamandır beklenen kitap Veba Geceleri'nin tanıtım bülteninde  ''Orhan Pamuk’un üzerinde 5 yıldır çalıştığı “Veba Geceleri”, 1901 yılında 3. Veba Pandemisi döneminde Osmanlı’nın 29. Vilayeti Minger adasında geçiyor.  Hem sürükleyici bir siyaset ve aşk romanı hem de Pamuk’un salgın, karantina, devlet ve birey konularını bir masal havasıyla tartıştığı bu tarihi roman, konusuyla yaşadığımız günlere de ışık düşürüyor. '' Diyor. Türkiye'de YKY'de 45 Tl'den indirimle 31.50'ye satılıyor. Ben Köln Kütüphane'den 11.99 €'ya aldım. Bugün itibarıyla baktığımda 12.57'ye satılıyor.  (20.04.2021 Güncellemesi: Fiyatı 12.77 olmuş. ) Hemen başlayacağım bir kitap değil. Sakin kafa ile okumak gerektiğini düşünüyorum. Ancak gözümün önünde durdukça da kaşıntı yapıyor, " oku beni oku beni " diye fısıldayıp duruyor kulağıma.  Şu sıralar, İthaki yayınlarını...

Cehennem Evi/Richard Matheson

Resim
Uzun zamandır bu kadar keyifle bir korku kitabı okuduğumu hatırlamıyorum. O tatlı ürperti hiç gitmesin diye o kadar yavaş okudum ki. Araya bazı işler de girince, bir haftada ancak bitti. Ancak sizi temin ederim, tek bir oturuşta kolaylıkla bitirilecek bir kitap.  Enfes. Tek kelime ile Cehennem Evi'ni anlatmam gerekirse, enfes derdim. Uzun zamandır ilk defa korktum. Huzursuz oldum, ışıklar açık uyumak istedim. Kitabın tadı damağımda kaldı. Bazı görüntüler halen gözümün önüne geliyor ve kalbim hızlanmaya başlıyor. İlk yirmi sayfadan itibaren Cehennem Evi'nin içine çekiliyor kolay kolay da oradan çıkamıyorsunuz. Richard Matheson'dan daha önce okuduğum Ben Efsaneyim'in inceleme yazısını okumak isterseniz  Buradan Buyurun . Aslına bakacak olursak, klasik perili ev hikayelerinden oldukça sıkılmıştım. Kitabı alıp almamakta bile kararsızdım. Okurken zevk alamayacağımı düşünüyordum. Ancak tanıtım yazısında, Stephen King'in ''Cehennem Evi, yazılmış en korkunç lanetli ...

Deniz Adamı/ Carl-Johan Vallgren Üzerine

Resim
 Uzun yıllardır, hayatımda bu kadar çok belirsizlik duygusu olmamıştı. Dünyanın bunalımı, bize denk geldi. Dünyanın belirsizliği bize denk geldi. Dünyanın sonuna doğmuşuz belki. Şimdi, içimize sığınma zamanı. Şimdi, duvarlarımızı daha kuvvetli örmenin, rüzgarlara karşı durmanın zamanı. Kabuklarımıza sığınacağız, kitaplarımıza sığınacağız, güneşin doğuşuna, papatyanın açışına umut bağlayacağız. Şimdi, insan olmayı farklı bir boyuta taşıyıp, yalnızlığı öğreneceğiz. Güneş var olduğu sürece, yaşam hep vardır. Nelere alışmadık ki insan olarak? Nelerle birlikte yaşamayı öğrenmedik? Şu kısacık insan ömründe, bu günleri de yaşayacağız. Belki yakınlar uzak olacak, uzaklar yakın. Belki mevsimler ters yüz olacak, belki zaman.  Şimdi, içimizdeki en eski, en kadim, o en vahşi temel duyguya sığınma vakti: Hayatta kalma iç güdüsü! Deniz Adamı, bana kardeşimin önerdiği bir kitaptı. Kitap sipariş edeceğim vakit, bir miktar daha bütçem olduğunu fark ettim. Listemdeki kitaplardan almak istemedim...