Kayıtlar

Mart, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Korona Günlükleri 30 Mart 2020

Merhaba, Gün ağarınca boynum bükülür, dalarım uzaklara gönlüm sıkılır.  Her şeye rağmen yaşamak istiyorum. Yaşamayı seviyorum. Şu kısıtlı zamanlarda, balkonlardan aldığımız nefesi seviyorum. Sevdiğimle hayal kurmayı, dostlarımla hayal kurmayı seviyorum. Bu hayaller kimi zaman geçmişin izlerini taşıyor, kimi zaman da henüz gelecek günlerin özlemini. Bilmiyorum, gelecek nasıl olacak. Bilmiyorum, bizim için bir gelecek olacak mı. Yaşayacak mıyız yani? Yaşayabilecek miyiz? Her şeye rağmen?  Ben yaşamak istiyorum. Yaşamaktan duyduğum mutluluğu fark ediyorum kedimin her nefesinde. Kalbimin üstünde çarpan kalbini hissediyorum. Ellerime sevgiyle kafasını bırakan o kedinin gözlerinde, yaşamı görüyorum.  Geceleri okuduğum kitabın sayfalarını çevirirken fark ediyorum yaşadığımı. Kitabın kokusunda, umudu kokluyorum. Yıkanmaktan bir hal olmuş zavallı ellerimin acısında hissediyorum yaşamı. Kedimin her mırıltısında, sevginin yaşama katkısını bir kez daha anlıyorum.  Korkuyorum, her bir günü

Korona Günlükleri 26 Mart 2020

Merhaba, Sen de benim kadar gerçekleri görüyorsun. Beraber olamayız benim gibi biliyorsun. Bugün aklımı kaybetmenin eşiğine geldim. Ancak o eşikten atlayıp, içeri girmedim. Çünkü neden? Korona vaaar!  Eczanede çalışanlar tüm önlemleri almışlardı. Mecbur olduğum için eczaneye uğramam gerekti. Ancak insanların bunca önlemin neden alındığına dair en ufak bir fikri bile yok! Ulan sosyal mesafe! Ulan! Götüme girme! Göt kadar eczanede insanlardan kaçmak için vals yaptım kendi kendime! İçeride üç kişi var diye girmedim bile, dakikalarca kapıda bekledim. Ancak ben içeri girdikten sonra tam sekiz evet tamı tamına sekiz İNSAN girdi içeriye. Ulan, geberik pezevenkler sosyal mesafe diye bir şey duydunuz mu hayatınızda acaba? Dakikalarca oradaki havayı solumak zorunda kaldım. Yeter mi? Yetmez tabii. Dedeler her yerde! Kahvelerin kapatılması ya da soğuk hava onlar için engelleyici değil. Kahvelerin önlerinde oturacak yer olmasa bile ayakta gruplar halinde duruyorlar. Her köşe başında üç dört t

Mart Ayının Sonuna Şiir

ve bugün her bir ana her bir yavrusuna tüm evi tüm sokağı tüm dünyayı saran kokularıyla hamurlar pişirdiler. mayalı hamurlardı poğaçalardı pişilerdi tüm memleketi kaplamışlardı. her bir ana her bir yavrusunun ağzına beslemişti ilgi ve ısrarla. elinde mama tasıyla hiç doğurmadığın kedi yavrularına -ki aralarında hiç habersiz şiş karınlı yavru ana adayları da vardı- dağıtırken analığının kırıntılarını sen, anla şimdi her öksüz her bir yetim için yer kalmamıştır bu dünyada. gemi batarken her gemi batarken soğuk sulara soğuk gözyaşlarıyla her bir ana her bir yavrusunu her bir zamanda her bir mekanda sarıp sarmalardı. sen beslerken hiç doğurmadığın hiç tanımadığın sokağın yavrularını bu dünya  sokaklarda kalmıştı. sahipsiz kedilerdik sahipsiz köpeklerdik sahipsiz olmayı sokaklardan ve birbirimizden öğrendik. şimdi tüm gezegeni şimdi tüm güneş sistemini sarmışken o poğaça hamurunun kokusu anla her  bir ana her  bir yavrusunu tanırdı

Korona Günlükleri 24 Mart 2020

Merhaba, Mevsim bahar olunca, aşk gönüle dolunca, sevenler kavuşunca, yaşamak ne güzel! Yaşamak ne güzel! Ah, sevenler hep kavuşsa. Her aşk mutlulukla devam etse. Güneş hep nehirlerin üzerinden parıldasa. Ayaklarımız o buz gibi suların içinde, tenimizde güneşin yakıcılığını hissetsek yine. Güneş kreminin kokusu sarsa hepimizi.  Yağmurdan sonra elimizde çaylarımız, kuş yuvası balkonumuzda otursak. Toprağın kokusunu içimize çeksek yeniden. Vallahi şikayet etmeyeceğim çimenleri biçerken, çöpleri dışarı çıkartırken.  Bugün hava sıcaklığı oldukça düşük. Sinsi sinsi bir yağmur yağıyor. Yine dirseklerim ağrımaya başladı. Diz ağrısındansa dirsek ağrısını tercih ederim. Artık ağrılar arasından ağrı, ölümler arasından ölüm beğenir olduk. Ölümü gösterip vebaya ikna etmek diyorlar ya sıklıkla, sanıyorum şu anda tam olarak da bu durumu yaşıyorum/yaşıyoruz. Mevsim bahar olacak mı? Bahar hep gelir. Yine kuşlar uçar. Yine gün batımlarını izleriz birlikte. Şu yeryüzü hapishanesinde, ağrılar i

Korona Günlükleri 23 Mart 2020

Merhaba, ''Alırım başımı başım bir deli nehir silerim yaşımı siler ismimi şehir. Kestirir saçımı kendimi avuturum! ''   İnsan battaniyelere bakarken ağlar mı? Annemin en sevdiği ev dekorasyon mağazasının ürünlerine bakıyorum. Şimdi yaşasaydı, ''bunu mu beğendin Zeyneeep'' derdi. ''Nesini beğenmedin ki anne?'' derdim ben de. ''Aman solgun solgun şeylerin adı olmuş nostaljik!'' derdi o da.  İnsan kedilerin mamasını verirken ağlar mı? Acaba annem kadar iyi bakabiliyor muyum onlara? Acaba onlar da her canları yandığında, en ufak bir anda bile tıpkı benim gibi annemin adını söyleyerek mi haykırıyorlar? Günlerim karanlık ve kasvetli geçiyor. Bu zor günler bitecek mi? Ben dünyanın başka bir yerinde olan evime ulaşabilecek miyim? Boyama kitabı sipariş ettim dün, araya bir ince kitap da sıkıştırdım tabii Karnım ağrıyor. Bugün de bitti. Kaç günümüz kaldı? 23 Mart 2020. İstanbul. Gece Saçlı Kız

Korona Günlükleri 21 Mart 2020

Merhaba, Uzun da geceler yar koynuna sar beni aman aman sar beni!  Bu zor günlerde, yapılacak en iyi şeyler okumak, yazmak ve kuşkusuz ki uyumak. Tüm gün evde bir o yana bir bu yana yuvarlanıyorum. Bugün mahalledeki bakkala gidip ufak tefek şeyler almam gerekti. Bakkal amca da eldivenlerini takmıştı. Küçücük dükkanda, sosyal mesafeyi sağlayamadık tabii. Mümkün olukça hızlı bir şekilde alacaklarımı aldım ve çıktım.  Bugünün güzel haberi kardeşimin Amerika'dan gelişi oldu. Bu erken ve plansız bir dönüş. Yaşanan haksızlıklar sinir bozucu, ancak yine de şu an düşünmemiz gereken en önemli şey onun sağlıklı ve hızlı bir şekilde Türkiye'ye gelmesi. Tam da doğum günümde ayak basacak memlekete. Tabii kendini karantina altına alacak. Yalnızca görüntülü konuşma yapabileceğiz. Buna da şükür, sağlıkla gelsin. Onun için en güzeli neyse o olsun. Hep güzellikler çıkartsın hayat kardeşlerimin karşısına. Umutsuzluk, korku, hüzün onlara uğramasın. Dilerim ki hep birlikte, güzel yıllarımız o

Korona Günlükleri 20 Mart 2020

Merhaba, Depremler oluyor beynimde, dışarda siren sesi var her yanımda susmuş insanlar susmuş içimde ölen biri var! Bu da bugünün şarkısı olsun. Ben bugün bir kez daha anladım ki insanlar dönek. Ben bugün bir kez daha anladım ki ben görünmezim. Gözlerinin içine içine bakıp konuştuğum insanlar beni görmüyor, duymuyor. Gözlerimin ta derinlerine bakıp orada yanan ateşi fark etmiyorlar. Yüzüme baka baka arsız, hayasızca en kötü yalanları sıralayabiliyorlar. İnsanlar, yine insanlıklarını yapıyorlar karşımda, en umursamaz en alışmış halleriye. Alışmak, alışmak bizi öldürüyor. Yavaş yavaş çürüyoruz. Alışmak, şerefsizliğe ve pisliğe. Alışmak yüzsüzlüğe ve onursuzluğa. Benim annem ve babam onuru için yaşayan insanlardı. Bana bıraktıkları tek ve en büyük miras şerefleri oldu. Bu insanları gördüğümde, ne kadar şanslı bir evlat olduğumu görüyorum. Benim boğazımdan bir tek lokma haram geçmedi. Ancak bu insanlar evlatlarını haram lokmalarla büyüttü. Arkalarında bırakacakları yalnızca kok

Korona Günlükleri 19 Mart 2020

Merhaba, Günlerdir yalnızca sokak kedilerine mama vermek için dışarı çıkıyorum yalnızca. Kapının önüne kuru mamaları döküp, tekrar eve giriyorum. Bizim mahallede kedilerin çoğu hamile, bu zor zamanlarda elimizden geldiğince sokak hayvanlarına da destek olmalıyız. Onların bizim verdiğimiz mamalar dışında bulabileceği hiç bir yemek yok. Bir çok insan onlar sokakta rızkını bulur düşüncesinde. Tek bir gün sokağa beş parasız çıkıp, rızkınızı bulmanızı teklif ediyorum! Sabah kahvaltısına menemen yaptım, günde iki öğün yemek bana yeterli oluyor. Sonra biraz hava almak için balkona çıktım, ileri geri bir kaç tur attım. Bu açık hava hapishanesinde, bu lanetlenmiş dünyada birazcık güneş bile iyi geliyor insana. Mahalledeki teyzelere bu virüs uğramamış gibi. Sanki durumun farkında değiller. Kimseyi uyaracak, anlatacak gücüm yok. Evi süpürdüm, üzerimi değiştirdim, evdeki kedileri besledim.  Gerekmedikçe dışarı çıkmıyorum, mecburen bir kaç sipariş vermek zorunda kaldım. Uzun zamandır takip

Korona Günlükleri 18 Mart 2020

Anladım sonu yok yalnızlığın, her gün çoğalacak! Sanıyorum hayatımın en zor, en yalnız günlerini geçiriyorum. Şimdi yalnızlık deyince, mekansal bir yalnızlıktan söz ediyorum elbette. Sarılmak, dokunmak ne güzel şeylermiş. Ne büyük şansa sahipmişiz sevdiğimize, dostumuza sarılırken.  Sosyal medyada gördüğüm korona günlükleri serisine, ben de burada başlamaya karar verdim. Her gün yazacak bir şey bulabilir miyim, bu biraz şüpheli. Ancak yazmak, ''ben buradayım ve yaşıyorum'' demenin bir yolu benim için. Bu yüzden, elimden geldiğinde yazmaya çalışacağım.  Günlerdir tek bir kitap bile okumadım. Elimde, Sebastian Fitzek'in bir kaç kitabı var. Ancak, şu sıralar yeterince gerilim yaşıyorum, yaşıyoruz. Bu yüzden elim hiç gitmedi gerilim kitaplarına.  Annemin vefatı sebebiyle geldiğim Türkiye'de bazı ailevi ve kişisel sebeplerden ötürü bir süre daha kalacağım.  Gecenin bir yarısı, perişan bir halde evimden çıkarken ''kim bilir bir daha ne zaman evime gelece

Mart 2020 Şiiri

nefessiz kalıyorum sonra nedensiz çaresiz yorgun yaşamaktan korkuyorum sonra insan nasıl yaşar nasıl nefes alır nasıl yemek yer her ölümden sonra yavaş ve yavaş  nasıl yaşar? neyle yaşar?  neye sığınır insan? kimin elinden tutar? anladım, bana memleket yok. anladım, bana her yer gurbet anladım, bana her yer esaret. küçücük kalsam diyorum eğilip bükülsem, bin parçaya bölünsem. kurşunlara gelsem yangınlarda yansam sonra  yavaş ve  yavaş ve yeniden yaşamayı öğrensem. Gece Saçlı Kız

Roseus Objective/Günlerden

Resim
''Copyleft'' ''Fotoğraflar,kaynak belirtilmek kaydı ile her türlü alanda paylaşılabilir.      Fotoğraflar  maddi gelir sağlamak için kullanılamaz!'' ( Daha önceki fotoğraflarım için:  Roseus Objective  )   Gece Saçlı Kız