Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Azrail Koşuyor/Stephen King Üzerine

Resim
  Uzun zamandır piyasada bulunmayan bir Stephen King kitabı ile karşınızdayız efendim. 1982 yılında Richard Bachman takma adıyla Stephen King tarafından yazılan kitap, ülkemizde kimi kaynaklara göre 1996, kimi kaynaklara göre ise 1989 tarihinde basılmış. (Bu konuda hiç bir fikrim olmadığı ve emin olabileceğim ana kaynağa da ulaşamadığım için, her iki tarihi de vermek istedim.) Stephen King'inbu enfes eseri, bir nefeste okunacak türden. Ben malum göz probleminden dolayı iki geceye bölsem de, kitabı elinize aldığınızda bir daha bitirince bırakabileceksiniz!  Sene 2025! Sınıflar arası uçurum derinleşmiş. Zenginler ve fakirler. Her eve girmiş olan bedava televizyonlar. Bu televizyonlarda, çeşitli yarışmalar yayınlanıyor. İnsanların canlarını ortaya koyarak karşılığında para kazandıkları yarışmalar. Ben Richards işsiz kalmış, kızı hasta ve onu iyileştirecek parası yok. Zaten, toplumdan iyice uzaklaştırılmış, dışlanmış bir sınıfa mensup. Yetmezmiş gibi bir de kurallara uymuyor, baş kaldı

Ülker Abla/Seray Şahiner Üzerine

Resim
Yollardan geçtim, demirden bir kuşun içinde mesafeleri aştım, kıta değiştirebildim. Lakin, insan olamadım bazılarının gözünde. Memleketlerden memleket beğendim, kendime bir yurt edinemedim. Anladım ki, sevgi yalnızca tek kişilik bir duygu değilmiş. Bazen sevmek yetmezmiş. İnsan kişi sevilmek de istermiş. Sevilmedim. Bu kesin, bir bıçak kadar da keskin. Kelimeler bir yana dağılmış, düşüncelerim bir yana. Ben, henüz insan bile sayılmazken, hakaretlerin en kötüsüyle, yani kadınlığımla vurulmuşum. Ben, hayatımda yıllardan sonra ilk defa erkek olmayı diledim. Bunu belki en son ergenliğimde dilemiştim. Keşke erkek olsaydım! Bu cümle, otuz yaşında bir kadının ağzından döküldü. Evet, bunu başardınız. El birliği ile beni delirtip, sonra da kenara geçip izlerken keyiften salyalarınız akıyordu dudaklarınızın kenarından... Bugün, ben artık karar verdim. Hep övündüğüm mantığım bir zamanlar götüme kaçmıştı. Evet, sevgi uğruna ben mantığımı görmezden geldim. Sadece mantık mı ki? Herkes arkamdan bağır

İstanbul Maviyken/Tolga Gümüşay Üzerine

Resim
'' Sözcükleri de saçları gibi tel tel ayırarak, her sesin hakkını teslim ederek telaffuz ediyor. İnsanların çok daha tutkulu ve sabırlı olduğu zamanlarda el emeği göz nuruyla yaratılmış, bir daha asla benzeri üretilemeyecek antika bir porselen bebeğe benziyor. ''   Hep çalıştığı için kıymetini bilemediğimiz şeyler vardır. Mesela zaman, hep çalışır, akar gider, durmaz. O hep dönerken, akarken biz onun bu devinimini fark etmeyiz bile. Keskin bir bıçak ne zaman kesmeyi bırakır, ancak o zaman bir huzursuzluk başlar içimizde.  Tuvaletin sifonu birden bozuluverir. Musluğun gideri tıkanır. İşte ben bu huzursuzluğu gurbette yaşamaya benzetirim. Tıkır tıkır işleyen zaman birden kırılmış bir ayna gibi parçalara bölünür. Her bir parçanın akıp giden zamanı farklı işlemeye başlar. Mekanlarla birlikte, anılar da birbirine karışır. Kişiler zaten çoktan birbirine benzemeye başlamıştır. Sesler karışır, duygular karışır. Cam kırıkları içinde yaşarken zamanın o eski mutlu güzel anılarını,