Kayıtlar

Nisan, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Korona Günlükleri 27 Nisan 2020

Merhaba, ''Kaç leylim bahar,  Hasretinden prangalar eskittim.'' Daha kaç gün dayanır yüreğim? Kaç gün, kaç gece ayrı geçer böyle? Ne kadar nefes alabilirim? O küçük kavuşma ihtimali için, yemek yiyor, yaşıyor, nefes alıyoruz. Daha kaç gün dayanabilirim? Ne kadar güçlü kalabilirim? ''Ve sen daha demincek,  Yıllar da geçse demincek,  Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,  Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,  Yaran derine gitmiş,  Fitil tutmaz, bilirim.  Ama hesap dağlarladır,  Umut, dağlarla.'' Ahh, aklıma bölük pörçük dizeler geliyor. Aklıma bölük pörçük anılar. Hangisi gerçekti? Hangisi hayalimdi? Hayalimizdi? Hangisi rüyamdı? Rüyamızdı?  Sahi, yaşandı mı tüm bunlar? Sahi, biz bunca zamandır ayrı mıyız? Sanki daha az önceydi evden ayrılışımız. Bir kış gecesinde, evime son kez bakışım. Sanki daha az önceydi yanımdan ayrılışın. Üzgün, umutsuz, belirsiz...  Hangi şairin şiiriydi? Hangi yazarın hikayesi? Aklımdaki cümleler nereye dağıldı gitti

Korona Günlükleri 24 Nisan 2020

Merhaba, ''Elbet bir gün buluşacağız, Bu böyle yarım kalmayacak.'' Şu an dünyada, sevdiklerinden ayrı yerlerde yaşamak zorunda kalan kaç insan vardır acaba? Çok... Peki durumlar ne olacak? Kavuşabilecek miyiz Zeki beyciğim?  '' Benim içimde yanan ateş var Sevgilim ne zaman buluşacağız? '' Bu zor günler geçecek diyebilmeyi o kadar isterdim ki... Ama artık umut edebilecek gücümün kaldığını sanmıyorum. Çünkü ne zaman umut etsem, o umut götümde patlıyor. Ama önemli olan bu zor günleri unutmamak. Unutma! Bu günlerini unutma! Yanında olan insanları unutma! Mış gibi yapmaya bile gerek duymayanları unutma! Unutma Zeynep! Yılan gibi çöreklenmeye çalışanları unutma! Unutma! 24.4.2020 İstanbul. Gece Saçlı Kız

Korona Günlükleri 20 Nisan 2020

Merhaba, '' Çılgın bir rüzgarla  Geçiyor mevsimler Aramızda mesafeler Mesafeler '' Bugün, mecburi sebeplerden yine dışarı çıkmak zorunda kaldım. Neyse ki sabah saatleriydi. Kalabalık yoktu hiç. İşlerimi halledip hızlıca eve geldim. Yorucu oldu. Artık her dışarı çıkış bir savaş gibi. Yoruluyorum. Bu sanki her defasında bir cephede savaşmak gibi. Her defasında, adı ev olan ama artık evim gibi hissetmediğim yere dönmek bile yoruyor beni. Önümü göremiyorum artık. Yüzler hem çok tanıdık, hem çok uzak. İnsanların suratlarına bakıyorum boş gözlerle, yüzümün yarısını kaplayan beyaz maskemle. Sonra nereden tanıdığımı çıkartamadığım bu insanlarla konuşuyorum. Ne gereksiz, ne beyhude... Yüzler geçiyor sokakta gözlerimin önünden, bir daha görmeyeceğim, belki yalnızca geceleri rüyalarımda göreceğim, isimsiz yüzler. Ne gerek var bu insanları görmeye? Ne gerek var insanları hatırlamaya? Ne gerek var? En yakınlarımla konuşurken bile yabancılaşıyorum içinde bulunduğum y

Bir Nisan Gecesinde Bir Kadının Hikayesi

çınarların gölgesi, neşelerin en erkekçesi köşelerin başları ve gölgelerin içleri hep onlara aitti bilirdi kadın bunu. her gün yıkarken bulaşıkları artık hissetmediği elleriyle, her gün ütülerken çamaşırları artık hissetmediği bedeniyle, her gün  ama her gün yeniden yeniden geçerken aralarından yine ve yine artık hissetmediği kadınlığı ile cinayetler tasarlardı öylesine sessiz ve sakince geçerken yanlarından onların ruhu bile duymazken her gece  her gece her yaz gecesinde bir kadın öldürürdü tüm erkekleri en erkek yerlerinden bilirdi köşelerin başları sokakların kenarları geceler bile onlara aitti. bu hikayede kadın pencerelere, balkonlara hapisti. bu dünyanın karanlığına puslu grilerine aitti. geceleri bakarken balkondan, tek bir kadın bile olmazken tek bir kara saçın ucu bile görünmezken köşe başlarında onlar sokaklarda onlar sokak lambalarında onlar. onlar onlar onlar gölgelerine sakladıkları kadınlarla her sokakta onlar. oysa he

Korona Günlükleri 16 Nisan 2020

Merhaba, ''Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez Gönülden gönüle giden Yar oy yar oy yar oy yar oy'' Hafta sonu yine sokağa çıkma yasağı var. Geçen hafta sonu biz de ekmeksiz kalanlardandık. Pazar günü mahalleden ekmekçi arabası geçti. Peki cumartesi neredeydi? Özellikle almadım ekmek bu insanlardan.  ''Bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına Rızkımı veren Hüdadır kula minnet eylemem.'' Bu hafta sonu için hazırlıklıyız tabii. Hafta başında erken saatte markete gidip ihtiyaçları tamamladım. Tabii iki hane olunca, yük ağırlaştı. Ağzımda maske, bir pazar arabası dolmuş iki de dolu torba. Nefes almakta güçlük çektim, gözlük kullanıyor olmak da iyice zorladı beni. Sırtımın tam ortasındaki omur sanki tekme atılmış gibi ağrıyor. Ne yapalım, evdekilerin sokağa çıkma yasağı var. Geriye bir tek ben kalıyorum. Mecburen mecburen mecburiyetten. Sokaktan bozacı geçiyor. Yahu nisan ayına boza mı kalır? Nere

Korona Günlükleri 10 Nisan 2020

Merhaba, Bedenimde değil ruhumda sızı oy oy ruhumda sızı! Bu gece yazmak gibi bir planım yoktu ancak saat 22.00'da açıklanan iki günlük sokağa çıkma yasağından sonra, yalnızca yaşadığım sokakta olanları bile görünce yazma kararı verdim. Sosyal medyadeki görüntülerden pek de farkı yoktu, bakkal hemen evimin karşısında olduğu için rahat rahat gözlemledim. Balkondan tüm yaşananları izledim.  Hafta başında market alışverişi yapacak, bir de mecburen bankadan para çekecektim. Ancak görünüşe göre bunları yapamayacağım. İnsanlar pazartesi sokaklara dökülecek ve marketleri yağmalayacaklar çünkü. Gereksiz risk almak istemiyorum. Evde ne varsa, onlarla idare etmek en akıllıca karar olacak. Mecburi olarak eczaneye gitmem gerek, raporlu ilaçları almak zorunda olmasam onun için de çıkmazdım. Korku, bu gece insanlarda kendini gösterdi. Bende de tabii. Onlar aç kalmaktan, ben de insanlardan korktum. Bu insanlar aç kalmamak uğruna her şeyi göze alırlar. Ben onların arasına girmeye, yanlarınd

Korona Günlükleri 5 Nisan 2020

Merhaba,  Kurtlar sofrasına düştüm, Hani benim gençliğim anne. Uzun bir zamandır, hangi günde olduğumuzun ve saatlerin bir önemi kalmadı benim için. Bilmem, zamanı da şaşırdım artık. Belki günlerdir böyle hissediyorum, belki de yalnızca dünden beri. Ne zaman değişti her şey? Ben ne zaman savruldum buralara? Bilmem, ben diyeyim dört aydır sen de dört saattir. Peki insanlar ne zamandan beri böyle kötü yürekli oldular? Hep! Onlar hep karanlıktı, yalnızca dünyanın kararmasını fırsat bildiler. Onlar hep korkunçlardı, yalnızca gölgelerde saklanırlardı. Dünya değişti, yollar tükendi, gölgeler artık gündüzleri de ortalıklara çıkar oldular.  Onlar size ait ne varsa almak isterler. Bazen bir dilim ekmeğinizi, bazen sevginizi bazen de tüm hayatınızı. Ve tüm bunları yaparken öyle yüzsüz öyle arsızdırlar ki. Her şeyi yapmakta kendilerine hak bulurlar. Buna cüret ederler.  Ummam artık olanlar böyle olsun Yeni çağda mızrak çuvala girsin Vergi versin ümük versin can versin Verirler mi alı

Korona Günlükleri 2 Nisan 2020

Merhaba, Hep sen mi ağladın, hep sen mi yandın? Ben de gülemedim; yalan dünyada Sen beni gönlümce mutlu mu sandın? Ömrümü boş yere çalan dünyada Bugünün şarkısı Neşet Ertaş'ın yorumuyla Yalan Dünya olsun.  Kafam karmakarışık. Duygularım karmakarışık. Hayatımda ilk defa bu kadar yalnız hissediyorum. Bu kadar kalabalık hissediyorum.  Bugün 28 yaşına girdim. 28 yıldır bu dünyadayım. Tam dört aydır annesizim bu dünyada. Her bir kelime boğazımda düğüm düğüm. Anne ve babamdan sonra, ailemden kalan iki insanla birlikteyim. Bugün 74 yaşındaki halam benim için pasta yaptı. Ayakta dururken zorlansa da, bel ağrısından kıvransa da sırf beni mutlu etmek için yaptı bunu... Of, yaşamak ne zor. Yaşamak ne ağrılı. Eğer bir dileğim olacaksa, sevdiğim adamla, ailemle sağlıklı bir ömürdür dileğim. Ne yemek ne içmek, ne tadım kaldı Garip bülbül gibi feryadım kaldı Alamadım eyvah muradım kaldı Ben gidip ellere kalan dünyada. Ah yalan dünyada... 2 Nisan 20

Korona Günlükleri 1 Nisan 2020

Merhaba, İki keklik bir kayada ötüyor, ötme de keklik derdim bana yetiyor. Türkiye'de, Korona'nın başkenti olan İstanbul'da hayat zor. Bugün sanki nisanın biri değil de şubatın biriymiş gibi bir hava vardı. Günlerden, dur bakayım neydi lan bugün günlerden?  Çarşamba! Evet, günlerden çarşambaymış. Artık ne günlerin isimleriyle, ne de aylarla işim kaldı. İçimde öylesine koyu bir umutsuzluk, karnımda hiç geçmeyen bir yaşamak ağrısı. Amcamın emekli maaşını çekmek için dışarı çıkmak zorunda kaldım. Malum, yaş sınırlamasından dolayı kendisi dışarı çıkamıyor. Dönüşte ufak tefek alışveriş de derken, bir sürü insanla muhatap oldum yine. Eczanede bir litre dezenfektana yetmiş TL verdim. Köy yanar orospu taranır, iki tane de oje alıverdim kendime.  Yarın doğum günüm mü gerçeten? Annemin vefat haberini aldığımda aralığın yedisiydi. O günden beri zaman nasıl geçip gidiyor, bilmiyorum. Bir cehennemin içinde hapis kalmış gibiyim. Umudum kalmadı, günden güne tükeniyorum.  Uçuşl