Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor/Stefan Zweig Üzerine


 
Efendiiim, bir haftacık yeni yıl molasından sonra yine buralardayız. Açıkçası bu aralar geceleri uyumakta çok zorlanıyorum. Yoğun baş ağrıları ve kulağımdaki sesler de cabası. Yok canım, aklımı kaçırıyor filan değilim. Pandemi dolayısı ile ihmal ettiğim göz kontrolleri yüzünden göz numaralarım büyümüş olabilir. Çünkü geçtiğimiz yaz kontrole gitmem gerekiyordu. Kulaklarım ise yıllardır böyle, doktorlar bir tanı koyamamakla birlikte psikolojik olduğunu düşündüklerini söylediler. Tek sorun bu psikolojik arkadaş artık diğer kulağıma da sıçradı! Ama yaşıyoruz işte, koronaya rağmen korona ile birlikte! 

Velhasıl kelam, bu aralar kitap yazılarını biraz boşlarsam affola. Gözlerim ve yer yer kulaklarım kitap okumama pek izin vermiyorlar şu sıra. Ben de şu sıralar sürekli karşıma çıkan bir uygulamayı denedim. İki hafta ücretsiz deneme süresinden sonra, memnun kaldım. Bir aylık üye oldum. Türkiye'deki ücreti çok daha uygunken bulunduğum ülkede aylık ücret bana biraz yüksek geldi. En azından kulağımdaki sesleri bastıracak kadar sesini açtığımda, gözlerimi yormadan kitap dinleyebiliyorum. Eyy hayat! Daha kısa bir zaman önce ''sesli kitap benim için e-kitaptan bile sonra geliyor!!'' diyen bu kadını ne hallere getirdin!!

Baş ağrıları ve kulağımdaki rüzgarla karışık tık tık seslerinin arasında, kaçamak okuduğum bir kitap oldu Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor. Daha önce blogta üzerine konuştuğumuz Stefan Zweig kitapları için: Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat , Korku , Bir Çöküşün Öyküsü , Mürebbiye , Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu , Yakıcı Sır .

Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor

Kitap, Zweig'ın üç menkıbesinden oluşuyor. 

Yoldan çıkan çocuklarını affetmesi için, gazabından her canlının korktuğu ve boyun eğdiği Tanrı'nın karşısına çıkan Rahel'in hikayesi. İlk olarak 1929 yılında basılmış.

'' Tanrı'nın gazabı o kadar şiddetliydi ki, zincire vurulmuş yeryüzü şiddetle sarsıldı, gökler yarıldı. Nehirler Tanrı'nın gazabından kaçtı, denizler önünde boyun eğdi, dağlar sarhoşlar gibi sallandı; kocaman, dik kayalıklar diz çöktü. Kuşlar gökten ölü olarak yere düştü, melekler bile korkudan başlarını kocaman kanatlarının altına sakladılar, çünkü onlar bile duyguları olmadığı halde Tanrı'nın öfkeli bakışlarıyla göz göze gelmeye cesaret edemiyorlardı ve Tanrı'nın korkunç bir öfkeyle gürlemesi kulaklarında yankılanıyordu. ''

Rahel, gazabından sual olunmayan Tanrı'ya, hoşgörüsünü ve merhametini tekrar hatırlatabilecek, evlatları olan insanları felaketten kurtarabilecek midir?


Üç Güvercinin Hikayesi

Zweig, Nuh Tufan'ından esinlendiği bu hikayede, tufanın bitip bitmediğini anlamak isteyen Nuh'un gönderdiği güvercini anlatır. 

Hikaye ilk olarak 1916 yılında basılmış.

'' Bugüne kadar hiç kimse görmedi onu, barışı ararken yolunu kaybeden o efsanevi güvercini, fakat o hala başlarımızın üzerinde uçuyor, korku içinde, kanatları yorgun. ''


Ölümsüz Kardeşin Gözleri

Kitabın son ve beni en çok etkileyen hikayesi Ölümsüz Kardeşin Gözleri. Virata adlı savaşçının değişimini okuruz bu hikayede. Kral için girdiği büyük savaşta kardeşini öldürdüğünü daha sonra fark eden Virata, kılıcını bir daha asla kullanmamak üzere bırakır. Kral, ondan sarayın merdivenlerinde hüküm veren bir yargıç olmasını istedi. Bir gün karşısına çıkan tutsak ile yargıçlığı da, inançları da derinden sarsılan Virata, bambaşka bir hayata yönelir.

Hikaye o kadar etkileyici ki, en güzel yerlerini anlatıp, okuma heyecanınızı kaçırmak istemiyorum. Ancak, şunu anladım ki: insan yaptıkları kadar yapmadıklarından da sorumlu bu hayatta. Kimsenin kaderine dokunmadan, yazgısına değmeden, değiştirmeden yaşadığımızı sansak da, bazen de yapmadıklarımızla dokunuyoruz onlara. Kimi zaman da hayatlarını ufacık manevralarla, farklı yollara sokuveriyoruz.


Gece Saçlı Kız

Yorumlar