Korku/Stefan Zweig Üzerine
Zweig'ın burjuva dünyasına eleştirileri sürüyor. Korku'da evli ve çocuklu bir kadının, korunaklı hayatından ve burjuva yaşam tarzından sıkılıp kocasını aldatmaya yöneldiğini görüyoruz.
Kadın, herşeyden sıkılmış ve macera arıyordur. Karşısına çıkan genç piyanist ile gizli bir ilişki yürütmeye başlar. Dönemin koşullarında oldukça zor olan bu ilişki normal seyrinde giderken, hayatlarına giren piyanistin eski sevgilisi ile işler karışır. Kadını tehdit edip para koparmaya çalışan eski sevgili, zamanla kadının korkulu rüyası haline gelecektir. Şantajların dozu gün geçtikçe artarken, kadın ne yapacağını bilemez bir duruma düşer.
Tüm yeryüzünü ölü ve boşalmış hissediyordu, sadece kendi donup kalmış bedeninin içinde yüreği göğsünü çatlatacak gibi atıyor ve her atış canını acıtıyordu.
Sahip olduğu olanakların elinden gideceğini düşünmek onu delirtecek gibi olur. Pişmanlık ve korku geceleriyle günlerini birbirine karıştırır.
Kocası ile konuşmayı defalarda aklından geçirir ancak, her defasında vazgeçer. Kocasının tek bir sözünden anlamlar çıkarmaya çalışırken beyni yorulur, allak bullak olur. Eğer öğrenirse kocasının vereceği tepkiyi ölçmeye çalışırken, aslında kocasını pek de tanımadığını fark eder.
Zweig, korku bokunu nasıl da iyi anlatmış bu kitapta. Aldatma konusunda, hiç affı olmayan bir insan olarak yer yer ''ulan gerçekten acınacak durumda'' diye düşünmeden edemedim.
Korkunun insanı nasıl etkilediği o kadar güzel işlenmiş ki. Baş karakterimiz olan kadına ısınamamış olsam da hissettiği korkuyu ben de hissettim. Korkunun yarattığı şüphe ve paranoya duygusunu ta derinlerinde hissettiriyor Zweig. Korku boku, insana her şeyi yaptırır derler. Şantajcıya boyun eğen kadın, gittikçe artan para karşısında çaresizliğe kapılıyor. İnsanın yaptığı tek bir hatanın, bu şekilde bir ceza ile çaresizce yaşanması, okuyucu olarak beni çok etkiledi. Duyguları en iyi şekilde ifade etmeyi bilen Zweig, Korku'da okuyucularını derinden etkiliyor.
Gece Saçlı Kız
Yorumlar
Yorum Gönder