Sıfır Noktasındaki Kadın/ Neval El Seddavi Üzerine




''Gene de bir kadın olarak sahip olduğum tutarlılık ve onurdan bir an bile kuşku duymadım. Mesleğimin erkekler tarafından icat edildiğini, yeryüzündeki ve gökyüzündeki her iki dünyayı da erkeklerin ellerinde tuttuklarını biliyordum. Erkeklerin, kadınları bedenlerini satmaya zorladıklarını, En az para ödenen bedenin de eşlerin bedeni olduğunu biliyordum. Bütün kadınlar öyle ya da böyle, fahişeydiler. Ben akıllı olduğumdan köle eş olmak yerine özgür bir fahişe olmayı yeğlemiştim.''


Bir solukta okunuverecek, ancak uzun süre etkisinden çıkılamayacak bir kitap Sıfır Noktasındaki Kadın. İnsanın nefesini kesiverecek, boğazında takılı kalacak bir hikaye...

Belki kadın olduğum için, belki de Mısırlı fahişe Firdevs'in yaşadıklarını çok iyi anlayabilecek, içselleştirbilecek bir coğrafyada büyüdüğüm için, okuduğum her bir satırda ruhum daraldı. Firdevs'e inen her bir darbede, kemiklerimle kalbim sızladı.

''Bir gün beni koca bir sopayla, burnumla kulaklarımdan kan gelene kadar dövdü. Bu olaydan sonra evi terk ettim ama bu kez amcamın evine gitmedim. Çürümüş gözler, yara bere içinde bir yüzle sokaklarda dolaştım; ancak kimse bana dikkat etmedi. İnsanlar otobüslerde, arabalarda ya da kaldırımlarda bir koşuşturmaca içindeydi. Kör gibiydiler, hiçbir şey görmüyorlardı sanki. Sokak önümde uçsuz bucaksız bir deniz gibi uzanıyordu. Sulara fırlatılmış bir çakıl taşı gibiydim; dalgaların dövdüğü, oraya buraya attığı, kıyıda bir yere bırakılmak üzer yuvarlanıp duran bir çakıl taşı...''

Tacizin henüz ailede başladığı, kız çocuklarına değer verilmeyen bir ortamda başlar Firdevs'in çocukluğu. Bir gün sorular sormaya başladığında, annesi hemen sünnetçiyi çağırıverir. Kadın sünneti, bizim topraklarımızda benim bildiğim kadarıyla yok. Ancak, komşu topraklarda bu acı, bir çok kadın tarafından yaşanıyor. Acıyı bilen kadınlar, bildikleri acıyı kız evlatlarına da tattırıyor, kendi kaderlerinin çile yumağını kızlarının ellerine tutuşturuveriyorlar. 

''Allah'tan korkmadıklarını, kafalarındaki yurtseverlik kavramının yoksulun, zenginin toprağını, onların kendi topraklarını savunmak için ölmesi gerektiği anlamına geldiğini hemen anlardım, çünkü yoksulun toprağı yoktu.''

Her bir satırın, ne yazık ki bugün bile yaşanacağını bile bile okudum kitabı. İki gecede, dünyanın tüm kadınlarının acısını, öfkesini hissettim yüreğimde. (Kitap ilk olarak 1987'de Metis Yayınları tarafından dilimize kazandırılmış.)

Bu 110 sayfalık kitapta, ''kadın'' kimliğinin getirdiği en ağır yükü henüz çocukken çekmeye başlayan Firdevs'in hikayesi, aslında hepimizin karşılaştığı zorlukları, yaptığımız seçimleri anlatıyor. Bir tarafta toplumun bize biçtiği kadın kimliği dururken, diğer tarafta hayat duruyor. Bir tarafta acı dururken, bir tarafta aşk duruyor.

''Ama tanıdığım erkeklerin hepsi bende tek bir istek uyandırdı: elimi kaldırıp yüzlerine okkalı bir şamar indirmek.''

Sıfır Noktasındaki Kadın, herkesin okuması gereken bir kitap. Acı, çarpıcı, gerçek ve mutsuz sonlu...

Gece Saçlı Kız




Yorumlar