İtfaiyeci/Joe Hill Üzerine


Harper çocuklardan gelen lütufların tıpkı zalimlikleri gibi çoğunlukla sebepsiz, davetsiz ve beklenmedik olduğunu düşündü. Wyndham Kampı o kış ne Hogwarts'tı ne de Sineklerin Tanrısı'ndaki adaydı. 

Uzun zamandır okumak istediğim yazarlar arasınaydı Joe Hill. Ah, hiç bir zaman istediğimiz kadar okuyamayacak olmamız ne acı. Yeni kitaplar, yeni maceralar, tanışmak istediğimiz yeni yazarlar... Buna ömrümüz yetecek mi? Kim bilir! 
Geçenlerde okumak istediğim kitapları not ettiğim deftere yeni kitaplar ekledim, yaklaşık beş sayfa kadarcık!! Sanıyorum not defterinin ilk yarısını doldurmuşum. 

Joe Hill'in İtfaiyeci'si uzun bir macera. Kolay kolay da bitmiyor. Bazı yerleri okurken, kendimi uzun bir maratonda arka sıralarda koşan bir sporcu gibi hissettim. Bitiş çizgisine bir türlü ulaşamıyor, hatta onu ufukta göremiyordum bile. Ancak kitap bazı noktalarda bir distopya yarattığı için, yaşanılan ortamı ve karakterleri tanımak gerekiyor tabii. Daha önce yazarın başka kitaplarını okumadığım için, tanışma kitabı oldu diyelim. Elimde bir de Şeytan kitabı var. Ancak, yakın bir zamanda okuyacağımı sanmıyorum.

Efendim Joe Hill, Stephen King'in oğlu. Babasının şöhretinden rol çalmamak için takma isimle yayımlıyor kitaplarını. Bence Owen King'ten daha sevimli. Ben böyle karşılaştırmaları yapmaktan pek hoşlanmam. Ancak mutlaka merak edilecektir. Baba King'in de oğullarının da tarzları çok farklı. Evet korku-gerilim üzerine yazıyorlar. Yani biri elma ise biri muz diğeri de portakal. Stephen King ve Owen King'in birlikte yazdıkları Uyuyan Güzeller hakkında okumak isterseniz sizi buradan alayım Buyurun Efendim.


Stephen King'in Joe Hill ile birlikte yazdığı kitaplar varmış efendim. Ancak bizim dilimizde henüz yayımlanmamış. Hatta Netflix'te bir hikayeleri film olarak yayınlanacak. İsmi In The Tall Grass. Ben ne yazık ki ortak hikayelerini okuma şansı bulamadım. Bu yüzden film merakla beklediğim filmler arasında.

Bir salgın. Ejder pulu. İnsanların vücutlarında pul pul yaralar ortaya çıkıyor ve bir süre sonra kendi kendilerine alev alıp yanmaya başlıyorlar. Hemşire Harper, hastanede gönüllü olarak çalışan insanlardan biri. Kendisini korumak için özel kıyafetlerden giyiyor. Ancak bilmediği şey, Ejder Pulu'nun yanan insanların külüne temas edince hastalık bulaştırdığı. Medeniyet sona erdi! Dünyanın sonu ateş ve külle geliyor! Harper, hamile olduğunu öğrendiğinde, Ejder Pulu'na yakalandığının farkına varıyor. Bu dünyada, insanları yakma timleri sokaklarda kol geziyor!

''Her şey özellikle de sırf insanlar bu asırdan sağ çıkamayabilirler diye dünyanın sona ereceği yönündeki küstahça fikir. Bana kalırsa geçtiğimiz asrı atlattığımız için bile yeteri kadar minnet duymuş değiliz. İnsanlık sineklerden beter. Alevlerden tek bir kurumuş çer çöp bile kurtulsa hep beraber ona üşüşürüz. Ona kimin sahip olacağını, en hoş kokulu kısımları zenginlere ve enayilere kimin satacağını belirlemek için kavga ederiz.  Sen ölümle ve yıkımla çevrili olduğumuz için Kıyamet'in geldiğinden korkuyorsun. Hemşire Willowes, yoksa bilmiyor musun? Ölüm ve yıkım insanlığın esas ekosistemidir. Volkanlarda kaynayan kayaların hemen kıyısında yaşayan bakterileri hiç okumuş muydun? İşte biz oyuz. İnsanlık, facianın yanı başına gelişip serpilen bir mikroptur. 

İtfaiyeci, Ejder Pulu ile barışmayı öğrenmiş. Onu kendi istekleri doğrultusunda kullanabiliyor. Kendisini istediği zaman yakıp, söndürebiliyor. Dünyanın geri kalanın ise bundan haberi yok! 
Yaz kampından bozma bir yerde saklanan küçük bir topluluk ise, Eder Pulu ile parlamayı öğrenmiş. Koro olarak söyledikleri şarkılar esnasında, Ejder Pulu sosyalleşiyor sanki görünmez bir bağ ile bağlanıyorlar birbirlerine. Bu sayede, alev almadan güven içinde yaşayabiliyorlar. Bu topluluğa katılan Harper, sonunda hiç bir insan topluluğunun mükemmel olmadığını anlayacak. Her şeyin birden nasıl değişebileceğini, gücün ve (küçük de olsa) bir topluluğu yönetebilme kudretine sahip olan insanların nasıl her şeyi mahvedecek egolara sahip olduklarını görecek.

Salgın ile dünyanın sonu geldiğinde, en tehlikeli şey hastalık değil insanlar oluyor. Harper, dünyanın sonunda hamile iken, insanlardan korunabilecek mi? 
Ortalıkta huzur kalmadığında, insanların arasında Martha Quinn adası sözleri dolaşmaya başlar. İnsanlar o adada tedavi ediliyor ve huzurlu bir yaşam sürüyorlardır. Radyoda insanları oraya davet eden yayınlar duyduğuna yemin eden insanlar bile vardır. 

Son kırk, elli sayfa çok sürprizli. Eğer Stephen King'in bir kitabını okuyor olsaydım sonu çok daha farklı gelişirdi. Son sayfaları oturduğum yerde sabırsızca kıvranarak okudum. Joe Hill, çok gerçekçi bir bakış açısı ile kaleme almış son sayfaları. Bu konu takdir edilesi gerçekten de. 

Gece Saçlı Kız

Yorumlar