Nedret/ Güzide Sabri Üzerine


Nedret'in gözlerinden siyah bir bulut geçti... Kanatları kırılmış, yaralı bir kuş gibi başı omuzları üstüne düştü. Biraz evvel, boş bir ümide kapılarak hülyalarının üstüne çıktığı bir an içinde perişan ve kudretsiz, karanlık bir boşluğa doğru yuvarlandığını görmekle derin ve acı bir ıstırap altında ezildi bitti.

Geçtiğimiz haftalarda Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi'nden bahsetmiştim. (Okumak İsterseniz Buradan Buyurun )1905 yılında ilk baskısı yapılan Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metruke'sinden on sekiz yıl sonra 1923 yılında yazılan Nedret'ten konuşalım bugün biraz da. 

Nihat bugüne kadar onun bu derece zengin bir güzelliğe malik olduğuna, onda mevcut ince bir şiirin en açık noktalarını göremediğine teessüfler ediyordu. 

Efendim, buradan sonra okuma keyfinizi kaçırabilecek bazı ip uçları olacak. Eğer öncelikle Evrak-ı Metrukeleri okumak istiyorsanız, bu yazıyı okumayı sonraya bırakın.


Fikret'in acılar içinde, insanın içini sızlatan ölümünden sonra kızı Nedret'in ne durumda olacağı, nasıl bir hayat süreceği sorusu dönüp durmuştu kafamda. Nedret, babası Sait beyin çiftlikteki adamlarından biri olan Veysel Efendinin himayesinde büyümüş. Tahsilini tamamladıktan sonra da anne babasının hatıralarıyla dolu çiftliğe geri dönmek istemiş. 

Sevmek, düşünmek, ıstırap çekmek... Bunlar onun kafasına sığmayan şeylerdi... Mademki bu kadar güzeldi, kendisini Nihat gibi herkes, her erkek sevebilirdi...

Ailedeki diğer akrabaların çiftlik üzerinde hak iddia etmeleri sonrasında hayatlarına giren avukat ile geçmişin sır perdesi aydınlanır. Sisli hatıralar ortaya çıkar. En az annesi kadar hassas ve kırılgan, en az babası kadar gururlu olan Nedret, annesinin kaderine benzeyen bir aşk hikayesinin içinde bulur kendini.

Semadaki yıldızlar birbirine karışıyor zannediyordu. Hayatta aşk ıstırabının bu kadar tatlı ve fakat bu kadar öldürücü olduğunu ilk defa anlıyor, yanında sakin ve hiçbir şey bilmiyor gibi yürüyen bu kibirli, bu zalim kızın büyük bir kudretle sükutu muhafaza edişine karşı damarlarında ve kalbinde tutuşan bir his mecrasının taştığını hissediyordu. 

Tabii ki bu avukat, annesi Fikret'in büyük aşkı Nejat'ın oğlu Nihat'tır! Annesinin ölümünden sonra babası, kız kardeşi ve şımarık nişanlısı ile bir hayat süren Nihat, bu ince, narin kızcağızda hayatının aşkını bulacak mıdır? Orasını da siz okuyun anacım!

Not: Kitabın bir kısmında, iki farklı sayfada aynı paragraf tekrarlanıyordu. Yeniden basarken yapılmış bir hata mı yoksa örnek aldıkları basımda da mı öyleydi bilemiyorum.

Gece Saçlı Kız















Yorumlar