Acımak/Reşat Nuri Güntekin Üzerine


 Sonra onda bir nevi hastalık, hiç durmayan, onu daima için için yakan bir humma var. Doğruluk, fedakarlık, manevi temizlik hastalığı... Haksızlığın, yalanın, riyanın hasılı, bütün ahlaksızlıkların ve zaafların müthiş düşmanıdır.


Acımak kitabını okuyalı bir kaç hafta oluyor. Reşat Nuri'den Yaprak Dökümü'nü okuyup bitirdikten sonra, aynı yazarın elimdeki diğer kitaplarını da tekrar okumak istemiştim. En son ortaokul yıllarındayken okuduğum kitaplara tekrar dokunmak, tuhaf bir duygu tabii. Aslında ne onlar o zaman okuduğum kitaplar, ne de ben o küçük kız çocuğuyum. Onlar da benimle bir gurbet yolculuğuna çıktılar. Ana dilimden farklı bir dilde, sevdiklerimden uzakta yaşarken onlar bana yoldaş oldular. Dünyanın bu köşesinde, benimle birlikte gurbetliği yaşadılar.

Tabii ilk geldiğim yıllarda, şaşkınlıktan mıdır yoksa yeni bir yere alışma telaşından mıdır bilinmez yanımda yalnızca tek bir kitap vardı. Yurt dışına taşınan insanların çoğu ev eşyalarına kadar getiriyor artık. Ancak biz iki bavulla başlamıştık buradaki hayatımıza. 

Neyse, laf lafı açıyor. Biraz kitap hakkında konuşalım.

Doğruluk, temizlik, fedakarlık hastalığı onda insanlığın en kıymetli bir kabiliyetini öldürmüştür: Acımak kabiliyeti.

Köy öğretmeni olan Zehra Hanım'ın hikayesi aslında bu. Alkolik babası, çaresiz anne ve anneannesi ile tüm çocukluğu geçen Zehra, kardeşi öldükten sonra bir şekilde yatılı okula gönderilir. O zamandan sonra acımak duygusunu kaybeder. Bir gün babasının ölüm döşeğinde olduğu haberi gelir. Önce gitmek istemese de, yola düşer. Ancak gittiğinde babası çoktan ruhunu teslim etmiştir.

Babasının eşyaları arasında, eski bir günlük bulur. Ve asıl hikaye o zaman başlar.

Kimseye muhtaç olmak istemeyen, idealist ve görev aşkıyla dolu babasının, hayatın dişlileri arasında nasıl ezildiğine satır satır tanık olur Zehra. 

Çocukken ona gösterilenlerin ne kadar farklı olduğunu, aslında babasının yalnızca bir kurban olduğunu fark eder. Tek bir yanlışa bile tahammülü olmayan, acımak duygusundan yoksun olan o kadın, acımak duygusuna sahip olarak dönüyor bundan sonraki hayatına.


Bunların içinde haşin bir halakçı olan Zehra Hanım'ın yanlış anladığı çocuklar da var... Öyle çocuklar ki mesela ince, oynak bir zekaya malik... Hali vakti yerinde bir ailenin sevilmiş çocukları olsalardı buluşlarıyla, zerafetleriyle parıl parıl parlayacaklardı. 


Gece Saçlı Kız

Yorumlar