Kanlı Selfie/Chris Carter Üzerine


Merhaba sonbahar kardeş! Hayır, henüz kafayı yemedim. Yani sanırım henüz kafayı yemedim. Yoksa yedim mi? Yook canım! Sonbahar kardeş burada yüzünü göstermeye başladı. Gelsin sonbahar sebzeleri, gitsin çim biçme makineleri. Balkabakları çıksın meydana. Dün hava tam olarak 15 dereceydi. Alçaklara kar yağıyor üşümedin miiii? Sen bu işin sonunu düşünmedin mi? Aman Allah! 


Sonbaharın üzerimde bıraktığı etki bu işte. Şallara sarınıp pencereden dışarıyı izlerken mırıldanıyorum; alçaklara kar yağıyor üşümedin miiiii? Neyse, bu aslında iyi bir şey.Kış gelsin, günler geçsin. Türkiye yolları görünsün bana. 
Şaka maka tam 5 yıl oluyor Esintiler ve Anlar'ı açalı. Tam beş yıldır estiğinde buraya gelip bir şeyler karalıyor, çektiğim fotoğrafları yayınlıyorum. Esintimiz bol, keçilerimiz besili olsun efendim!

Şimdi, The X Files dizisini bilenler için senarist Chris Carter'ı anımsamak kolay olacaktır. Bu Chris'in onunla uzaktan yakından ilgisi yok efendim. Ancak ben, salaklık yaptım ve ikisini aynı kişi sandım. Hatta önce şaşırdım, sonra kendime kızdım nasıl olur da ben kitaplarını kaçırırım diye. Sipariş ettikten sonra fark ettim ki işin aslı öyle değil. Beni yanıltan The X Files ile ilgili bir kitap aradığım online kitap sitesinde hem X Files kitabının hem de bu kitabın yazarının aynı görünmesiydi. Hatta şu anda bile D&R'ın sitesinde The X Files'ın yaratıcısı olan Chris Charter'ın fotoğrafı bulunmakta. Heyecana kapıldım ben de. Sonrası yine kendime kızmak filan.

Kitap geldiği zaman hayal kırıklığı içinde pek de yüzüne bakmadım açıkçası. Eve gelip de kitaplığa yerleştirirken de gözüme hoş görünmedi. Bir kaç hafta sonra eh, bir okuyalım bakalım diye elime aldım. Size Livaneli akıcılığında bir polisiye-gerilim yazarı buldum desem! Evet, Chris Carter'ın dili o kadar akıcı ki. Livaneli polisiye yazsa ancak bu kadar akıcı olurdu. Kendimi yavaşlamaya zorlayarak dört gün içinde kitabı bitirdim. Ve yazarla tanıştığım için çok mutluyum. Kendisi hakkında ufak da bir Google araştırması yaptım. 

Şimdi gelelim Huysuz Şirin'in takıldığı noktalara. Kitabın orijinal ismi The Caller. Allah aşkınıza ''Kanlı Selfie'' ismini nerenizden uydurdunuz? Yani evet, Türkçe'ye çevirince biraz tuhaf oluyor, üzerinde biraz oynama yapılabilir. Ancak ''Arayan'' ile ''Kanlı Selfie'' arasındaki bağlantıyı çıkaramadım ben! Kitabı okurken Kanlı Selfie adı çok manasız gelmişti. Ancak kitabın sonunda anlayacaksınız neden Kanlı Selfie ismini tercih ettiklerini. Yani her halde ondan olsa gerek. Spoiler vermemek adına bu konuya daha fazla girmiyorum. İlk anda pek bağlantılı gelmese de, sonrasında az da olsa aklıma yattı bu isim. 

Daha önce Arkadya yayınlarından hiç kitabım olmadığını fark ettim. Hatta ulan ne değişik yayın evleri de varmış dedim. Bu da benim cahilliğim olsun.

Şimdi, Chris Carter'ın yarattığı dedektifimizin ismi Robert Hunter. Tipik çaylak ortağı ile birlikte Los Angeles'ta çalışıyorlar. Robert Hunter serisi tam on kitaptan oluşuyor. The Caller ise serinin sekizinci kitabı. ( Yazarın The Hunter isimli ilk kitabı için 0.5 deniliyor. Birinci kitap olarak da The Crucifix Killer gösteriliyor.)
İlk kitabın yayımlanma tarihi 2009. The Caller'in yayımlanma tarihi ise 2017. Biraz karışık anlattım, hemen toparlayacağım. Tıpkı Ahmet Ümit'in Başkomiser Nevzat'ı gibi her kitabın konusu birbirinden bağımsız. Kitapları sırayla okumanız gerekmez. Ancak benim huysuzluğum burada başlıyor. Ben kitapları yayımlanma yılına göre okumayı seviyorum hele de böyle serilerde. Ancak, Arkadya yayınları, bu seriyi sekizinci kitaptan başlayarak yayımlıyor. Değişik! (Acaba daha önceden seriyi yayımladılar da piyasada kitap kalmadı mı? Ah, bilemiyorum. Eğer siz biliyorsanız lütfen yorumlarda bunu bana yazın.)

Pegasus'tan yayımlanan serinin ilk kitabı  The Crucifix Killer(Haçlı Katil) ise ilk olarak 2014 aralık ayında basılmış. Geçtiğimiz günlerde Türkiye'de piyasaya çıkan kitap ise serinin ikinci kitabı The Executioner(Korku Avcısı). Bu konuda Pegasus iyi iş çıkarıyor görünüyor. Tebrikler!

Bende şu anda serinin ilk kitabı sayılan Haçlı Katil de var. En uygun zamanda onu da okumak niyetindeyim. Sonrası Pegasus yayımladıkça kitap serisini tamamlayıp, okumaya kalıyor.

Chris'ciğim güzel yazmışsın, hoş yazmışsın da Robert neden bu kadar zeki? İki de bir IQ'sundan filan bahsediyorsun? En azından bu kitapta, kadınların hepsi ondan çok hoşlanıyor. Adamda şeytan tüyü var. Neredeyse uçan dişi cinsiyetli kuşa kur yapıyor ancak bir faaliyet yok. Düzenli bir ilişki konusunda sıkıntılar yaşıyor sanırım çok çok çok zeki dedektifimiz.

Bir katil, kurbanlarının en yakınlarını görüntülü arayıp en beklemedikleri anda onlara üç soru soracağını söylüyor. Soruları doğru cevaplarlarsa rehine tuttuğu kişi özgürlüğüne kavuşabilecektir. Ancak soruları doğru cevaplayamazlarsa, olacaklar hakkında en ufak bir şey söylemez. Bu kanlı oyun, oldukça ilginç yerlere gidecektir.

Buradan sonrası spolier olabilir. İsterseniz yazıyı burada okumayı kesin.

*****************************************************

Tamam, madem geldiniz anlatayım. Şimdi efendim, katilin kim olduğunu söylemeyeceğim tabii ki. Ancak sinir olduğum ve aptal yerine koyulduğumuzu düşündüğüm bir konu var. Ki bununla son zamanlarda Ahmet Ümit kitaplarında da karşılaşıyorum. 
Katil bu kitapta da hiç ummadığımız, hatta hakkında bir kaç satır dışında yazı yazılmamış birisi çıkıyor. Yani bize uzun uzun anlatılan tanıtılan kişiler ya da şüpheli listeleri ile kafamızı yorarken yazar bize nanikkk nanikkk yapıyor. E iyi de sen bu kişi ile ilgili saçma sapan, alakasız bir kaç satır yazıp geçmişsin. Ben neden ondan şüpheleneyim ki? Adamın adını bile hatırlamıyorum. İşte burada yazarın o mühtiş zekası giriyor devreye! Ve bak bakalım ben ne kadar akıllıyım al sana katil bu çıktı işte diyiveriyor!

Mesela Ahmet Ümit'in Beyoğlu Rapsodisi'nde katil gayet de bize tanıtılan, uzun uzun anlatılan kişilerden ve şüphelendiklerimizden biri çıkmıştı. Zekamızla alay edilmemişti. Ancak Sultan'ı Öldürmek'te bambaşka bir tablo çizilmiş ve ne alaka be diyebileceğim biri katil çıkmıştı. Bu okuyucu şaşırtmak mıdır? Sanmıyorum. Bende şaşırıp heyecanlanmaktan ziyade başka hisler uyandırıyor. 

Gece Saçlı Kız

Yorumlar