Uyurgezer/Sebastian Fitzek


Gözlerimde kanlı yaşlar, hasretin bağrımda kışlar, çaresizlik yolu bağlar. Yokluğundan öldü gönlüm. Aramızda karlı dağlar...

Şu sıralar fena halde yorgun, fena halde hastayım. Yalnızca pencereyi açmak bile hasta ediyor insanı sanki. Haftalardır süren bir hastalık maratonunda yüz metre koşuyorum hem de engelli. Önümde sıra sıra sorumluluklar, ardımda aç kalmış zombi sürüleri... Ben koşmayı da beceremem. Bacaklarım kısadır çünkü. Hemen kaburgalarımın altına kramp girer. Sonra beden derslerinden de nefret ederim. Neden bilmem, bu aralar rüyalarımda hep liseye yeniden döndüğümü görüyorum. Bunlar rüya değil, kabus!

Fitzek'in Uyur gezer kitabının konusunu okuduğum an, işte benim okumam gereken kitap bu diye düşündüm. Ben çocukluğumdan beri uyur gezerim. Zaman zaman halen geceleri uyanır kendimi evin başka bir köşesinde ayakta beklerken bulurum. Bazı gecelerse kendi kendime konuşurken uyanır ve duvarla konuştuğumu fark ederim. 

''Taşınanların bir süre sonra delirdiği veya intihar ettiği bir ev, nereye açıldığı bilinmeyen bir kapı ve dehlizlerden oluşan karanlık bir labirent.''


Leon, bir sabah uyandığında karısının evden kaçarcasına uzaklaştığını görür. Ne yazık ki gece ile ilgili tek bir şey hatırlamıyordur. Karısının yüzündeki morlukları fark eden Leon geçmişin tekrar onun peşine düştüğüne karar verir. Henüz küçük bir çocukken bütün ailesini bir trafik kazasında kaybettikten sonra, devlet koruması ile evlatlık olarak bir aileye verilir. Aile, kısa bir zaman sonra onu yurda geri götürür. Bunun sebebi ise, onu alan ailenin öz oğlunun yatağının başında elinde bir bıçakla öylece dikiliyor oluşudur. Uyumaktan ve kendisinden korkmaya başlayan Leon, bir zaman sonra başka bir aileye verilir ve aile Leon'un psikolojik tedavi görmesini destekler. Çocukluğunda görüştüğü psikolog ile iletişime geçer ve korkularını ona da anlatır. Pek tatmin edici cevaplar alamaz. 

Kafasına sensörlü bir kamera takan Leon, gece olup biten herşeyi kayıt altına alır. Yatak odasındaki gardolabın arkasında daha önce hiç görmediği bir kapı ile karşılaşır. 

''Hayal ile gerçeği ayıran çizgi bulanıklaştığında, insan kendini, kendisinden bile korkacak hale getiren ürkütücü bir kabusun içinde bulabilir mi?''

Buradan sonrası okuma zevkinizi kaçıracak ip uçları içeriyor olabilir!

Okurken şunu unutmayın, Fitzek doğa üstü olayları konu alan kitaplar yazmıyor. 
Evdeki eşyaların bir görünüp, bir kaybolması ya da daha önce kolayca itilen gardolabın yerinden bir gıdım oynamaması noktalarında aklımdan hep insan eli ile adamın delirtildiği düşüncesi geçti. Bir ara gerçekten de Leon'un alt komşunun kedisini öldürmüş olduğunu düşündüm bile. Hatta Leon'un en yakın arkadaşından da sevgilisinin en yakın arkadaşından da şüphelendim. Hatta Leon'un beyninden bile şüphelendim. Çift kişilikli olabileceği yönünde o kadar çok yönlendirme vardı ki. Uykusunda yaptıklarını hatırlamıyordu. Sonrasında anladık ki uyur gezerliği öyle bir boyuta geçmişti ki üçüncü bir boyut yaratmıştı kendine. 

Son on, yirmi sayfayı ağzınızın tadı kaçmasın diye anlatmayacağım. Ancak ''hassiktiiir!'' diyeceğinizi garanti ederim!

Enfes bir romandı. İki günde soluksuz bir şekilde okudum. Bir an bile elimden bırakmak istemediğim bir kitap oldu. Şimdi ise, kitap alışveriş listemde ''Ruh Kırıcı'' var. 

Gece Saçlı Kız

Yorumlar