Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli/Altın Kitapların Yeniden Basılan Stephen King Kitapları Üzerine
Bugüüün bayram erken kalkın çocuklar! Nedense her bayram kulağımda aynı şarkı. Doksanlarda büyümenin etkisi olsa gerek. Bu benim gurbette geçirdiğim bilmem kaçıncı bayram. Artık saymayı bıraktım. Tabii bayram sabahlarında içimdeki o ince sızı halen devam ediyor, ona çare yok.
Buralarda son bir haftada havalar ısındı. Yani geçtiğimiz aylarda üç hafta yağmur iki hafta güneş temposuyla giderken, bu hafta nedense hiiiç yağmur yağmadı. Aman dağlara taşlara! Bugün yine yağmur bekliyorlar ama, ufukta henüz yağmur göremedim.
Neredeyse otuz dereceyi geçen sıcaklarda, evde bir o kanepede bir diğer kanepede yatmaktan başka yapacak bir şey bulamadım. Bugün ise hava tam kararında. Tatlı tatlı esiyor bile. Nasıl güzel. Bir güncük de olsa, nasıl güzel!
Uzun bir duraklama.
Ne yazacaktım ben yahu? Kalktım evi turladım. Geldim yine bilgisayarın başına oturdum. Balkon kapısından amaçsız ve de anlamsızca dışarıya baktım. Yok, hatırlayamıyorum.
Efendim, uzun zamandır Altın Kitaplar'ın yeniden bastığı Stephen King kitaplarını okumak istiyordum. Kitaplar bir süredir kütüphanemin raflarında duruyorlardı. Ancak sıra geldi ve dört gün önce Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli kitabını bitirdim. Biraz zaman geçti, yazacaklarım demlendi pişti. Bugünkü yazı kitap üzerine genel bir sohbetten ziyade daha çok Altın Kitaplar ve yeniden basılan Stephen King kitapları üzerine olacak.
Asıl konuya gelmeden önce söylemem gerek, Esaretin Bedeli hikayesi en az film kadar güzel ve etkileyici gidiyor. Yıllar sonra, bir otel odasında gece yarısı Esaretin Bedeli filminin Almanca dublajlı haline denk gelmiştim. Film babamın en sevdiği filmler arasındaydı. Ortasından da olsa izlemek istedim. Eve dönünce ilk işim filmi yeniden izlemek oldu. Sonra da kütüphanemden indirip okumaya başladım.
İçerisinde üç hikaye bulunuyor. Beni en çok etkileyen hikayelerden biri kuşkusuz ki Yetenekli Öğrenci oldu. Efendim, bu bir savaş suçlusu ile her açıdan parlak olan ergen öğrencinin hikayesi. Kimlik değiştirip Amerika'ya gelen, yaşlı Nazi Dussander ile yetenekli öğrenci Todd'un yolları kesişir. Ve olaylar içinden çıkılamaz hale gelir. Önceleri sessiz, sakin görünen ihtiyarın içinden zamanla azılı bir nazi çıkıverir. Peki ya ergenimiz? O da en az Dussander kadar hırslı ve korkutucudur. Ben, kitap okurken yahut film izlerken mide bulantısına kapılmam. Ancak bu hikayede, gerçekten midem bulandı.
Son hikayemiz ise Solunum Metodu. Bence mini dizi ya da film olarak oldukça beğenilebilecek bir Stephen King yapıtı olurdu.
Altın Kitaplar ben kendimi bildim bileli Stephen King kitapları basar. Uzun zamandır piyasada bulunmayan yine Altın Kitaplar'dan çıkma Stephen King kitapları karaborsaya düşmüştü. Tabii hepsi değil ancak bazı kitaplara çok yüksek rakamlar istendiğini duymuş ve kendim de bir kaç sahafta bu gerçekle karşılaşmıştım. Sonra bir süpriz oldu ve Altın Kitaplar piyasada olmayan eski basımları yeniden basmaya karar verdi. Oldukça sevinirici bir gelişmeydi bu. Ben kitapları hemen edinemedim. Çeşitli forumlarda kitapları okuyanların eleştirilerini okumakla idare ettim bir süre. Okuduğum üç yorumdan ikisinde yazım yanlışlarından söz ediliyordu. Yok canım abartıyorlardır diye düşündüm. Yeniden basım da olsa hiç mi editör elinden geçmedi bu kitaplar yani dedim.
Son dönemde ortalık ısbn numarası değiştiren yayın evi ve çevirmenlere yapılan haksızlıklar nedeniyle çalkalanıyor zaten. Eh, kağıda gelen zamlar ve yıllardır süregelen kitap dünyasındaki tekelleşmeler derken, ortalık fena karıştı. Şimdi, şu anda bu yazıyı okumaya ara verip herhangi bir online kitap satan mağazanın sitesine girin ve çok satanlara bakın. Yazarların hepsi tanıdık. Peki ya kaç haftadır çok satanlar listesindeler? Aaa, kitabı çıktıktan iki gün sonra çok satanlara mı girmiş? Yook artık çıktığı günün ertesinde mi çok satan oluvermiş? Ne? Ne tekelleşmesi? Ne reklamı yahu? Tamam, artık buraya dönebilirsiniz. Konuyu çok dağıttık.
Kitabın henüz üçüncü sayfasında başlıyor yanlışlıklar. ''Kapak havalardaysa şemsiyesini subay kamçısı gibi kolunun altında taşırdı.''
Oldukça sıkıcı bu konuda başka örnek vermek istemiyorum. Ancak ben bir çok yazım yanlışı ve anlatım bozukluklarıyla karşılaştım. Bu da demek oluyor ki editörün dikkati o gün birazcık dağınıktı ve çevirmen anlatım bozukluklarına dikkat etmedi.
Mesela şu beni çok güldürdü: ''Orası ailelere uygun bir yer olmayacak. Balayına çıkanlar... ilk ya da ikinci halaylarına çıkanlara uygun bir yer'' Evet halay! Le le le Sakine!! Halay bizim yaşam felsefemiz sonuçta!
Bir kaç sayfada da r ve ı harflerinin birleşmesi sonucunda harfler n oluvermiş. Ben genellikle kalitesiz bir şekilde taratılmış ve internete koyulmuş metinlerde bu hatayla karşılaşırdım.
Ayrıca en büyük problemlerden birisi de ''Yetenekli Öğrenci'' hikayesinde ne yazık ki. Hikaye içinde bir çok yerde Almanca sözcükler ve hatta kısa cümleler geçiyor. Bazıları hikaye içinde anlatıcı karakter tarafından açıklansa da bir kısmı her hangi bir açıklama yapılmadan öylece duruyor. Ben Almanca bildiğim için bu konuda sıkıntı çekmedim. Ancak kitabı arkadaşlarıma hediye etme kararımdan da vazgeçtim. Sayfa altlarında ya da kitabın en sonunda çevirmenin notları kısmı olsaydı, kesinlikle çok daha iyi olacaktı.
Elimde eski basım Stephen King kitapları da mevcut. Onlar da Altın Kitaplar'dan. Bana mı denk geldi bilmiyorum ancak kitapların çoğunda basım tarihi mevcut değil. İnternette yaptığım araştırmalar sonucunda kitapların basım tarihlerini öğrenebildim. Bu kitapta aynı hataya düşülmemiş. Sağolsunlar üçüncü basım kasım 2017 yazmışlar. Ancak birinci basımın tarihi yine yok. Ben takıntılı bir okuyucuyum. Kitabın birinci basım tarihini de görmek isterdim.
Henüz diğer yenilenmiş basımları okumadım. Ancak haklarında çok fazla yorum okudum. Okuduktan sonra, onlarla ilgili de yazarım.
Beni üzen, çocukluğumdan beri bildiğim Altın Kitaplar'da böyle hatalar olması. Yaptığım eleştiriler, yayın evinin hatalarını bulmak ve karalamak için değildi. Ben, üzülerek de olsa yapıcı eleştiriler yaptım. Bunlar sonraki baskılarda düzeltilebilecek ufak tefek şeyler. İnsanların gözünden kaçmış olabilir. Ben de bir okuyucu olarak gözüme çarpan ufak sıkıntılardan bahsetmek istedim, hepsi bu.
Sonradan Gelen Düzeltme/Notlar: Yazıyı bitirip kitap hakkında Ekşi'de ne yazmışlar acaba diye bakarken yayın evi ile ilgili yazılanları da okudum. Ve bazı ayrıntıları unuttuğumu fark ettim.
Bunlardan biri eski basımlar yeniden basıldığında, tekrar çeviri meselesi. Mesela, Yazma Sanatı için yayın evi tarafından okurlara verilen cevap yeniden çeviriliyor oldu. Bu oldukça kafa karıştırıcı bir şey. Nasıl yani? Ben yıllar önce basıldığı gibi aldığım kitabı eksik mi okudum? Yoksa çevirmen değişikliğine mi gidildi?
Ne yazık ki aynı konu eskiden basılan Stephen King kitaplarının kafaya göre kesilerek ya da bir kitaptan üç,dört farklı kitap çıkartılması için de geçerli.
Bu insanın bazı şeyleri sorgulamasına neden oluyor. Ben, İngilizce bilmeyen bir okuyucu olarak her zaman ''acaba'' sorusunu içimde taşıyorum. Acaba yazar ne dedi çevirmen ne anladı? Yazar ne anlattı, çevirmen ne söyledi? Yıllar önce basılmış bir kitabı, yıllar sonra ''uncut(kesilmemiş)'' diyerek oldukça fazla sayfa farkıyla yeniden basarsanız, insanlar kendilerini aldatılmış hissedeceklerdir.
Düzeltme2: Yetenekli Öğrenci Hikayesinin de filmi varmış. Ne güzelsin Ekşi Sözlük. Merakla izleyeceğim.
Düzeltme3: Çarşı pazar karıştı. Özgün halinde The Body hikayesi de bu kitaba dahilmiş. Ancak benim elimdeki yeni basımda hikaye görünmüyor. Vay anam vaaay!
Gece Saçlı Kız
Ülkemizin en temel sorunu profesyonel insanlarla çalışamamak yada işinde profesyonel olamamak oysa bir kasiyerde ,bir teknisyende bir editörde, bir cerrah titizliği özeni görmek inanın çağ atlatırdı bizlere ama ne gezer!
YanıtlaSilmerhaba,
Silne yazık ki öyle. aslında çok zor da değil, her insan kendi işini düzgün yapsa bir sorun kalmayacak ortada.
böyle olacağı günleri umut edelim.
sevgiler...
Gece Saçlı Kız