Otomatik Portakal/Anthony Burgess Üzerine

Sarsıcı!Oldukça etkileyici!Pişmalıklar içerisindeyim.Ben bu kitabı bu zamana kadar nasıl gözden kaçırırım?Otomatik Portakal'ı bana öneren Öykü kardeşime teşekkürü bir borç bilirim efenim!


Açık konuşmak gerekirse kitabı konusuna bile bakmadan alıvermiştim.Dostların kitap tavsiyelerine gözü kapalı uyarım,her zaman!

Kitaba başladığım ilk sayfalarda,''ne diyor lan bu değişik'' diye düşünmedim değil.Kullanılan dil ergenlik kıskacındaki Alex'in dili.Tam olarak sokak ağzı diyebiliriz.Alex kim mi?Alex kitabımızın baş karakteri!Kendisi bir şeylere karşı çıkmaya çalışırken,onlara benzediğini fark etmeyen onlarca gençten sadece biri!


" Evet evet evet, işte buydu. Gençlik bitmeliydi, ah evet. Ama gençlik, hayvanmış gibi olmaktır zaten sadece. Hayır, sadece hayvanmış gibi olmak değil de hani şu sokaklarda satıldığını dikizlediğiniz minik oyuncaklardan biri olmak gibidir, teneke ve içi zemberekli ve üstünde kurma kolu olan ve gırr gırr gırr diye kurunca gitmeye başlayan, yürüyen filan minik heriflerden biri olmak gibidir, ey kardeşlerim. Ama dosdoğru gider ve bir şeylere çarpar bam bam ve yaptıklarını, elinde olmadan yapar. Genç olmak, bu minik makinelerden biri olmak gibidir."

Ne diyor bu değişik hissi yavaş yavaş azalmaya başlarken yavaş yavaş Alex'i tanımaya hatta onu normal görmeye bile başlıyorsunuz.Sonra hemen arkasından ona kızıyor,sinirleniyor hatta sokaklardaki diğer çocuklar gibisin işte diye biraz mızmızlanıyorsunuz.

Çetesi ile birlikte yaptıkları işlere kızıyor,sinirden kuduracak gibi oluyorsunuz.Bilmem,belki de yaptıkları tüm kötülüklere ortak olduğunuzu hissediyorsunuz.En azından,okuyarak tanık oluyorsunuz her şeye...Gözlerinizle...

Kitap 1959 yılında yazılmış.Okuduğunuz zaman kesinlikle anlayacaksınız ki çılgın bir dünyada geçiyor.Otomatik Portakal'ın belki en sinir bozucu yanı da bu dünyanın tanıdık geliyor olması!

Başından geçen bir sürü olaydan sonra malumunuz üzere Alex hapisi boyluyor.Salıverilmesi için tek çare var bir deney programına katılmak.Deneyin amacı ise içindeki kötülüğün temizlenmesi.Peki kötülüğü kötülük ile temizleyebilir misiniz? Sahi kötülük neyle temizlenebilir ki? Kötülük temizlenebilir mi ki? İşte tam da burada kardeşlerim,acımaya filan başlıyorsunuz Alex'e.O sefil hallerini dikizledikçe,onun için üzülüyorsunuz bile!

 Deneyin sonucunda Alex bir daha asla kimseye tokat bile atamayacak duruma getirilir.Peki bu yeni ''yumuşak'' kalpli Alex çılgın dünyanın çılgın toplumuna ayak uydurabilecek midir?Çılgın dünyada ne kadar iyi kalabilirsiniz ki?İyi insanların sayısı ne kadardır ki? iyi insan nedir ki? İyi nedir ki?

 "Yani bu öykünün sonuna filan gelirken yapacağım, işte budur kardeşlerim. Küçük kankanız Alex’le birlikte her yere gittiniz, onunla birlikte acı çektiniz ve bizim Tanrı’nın yarattığı en adi piç kurularından bazılarını dikizlediniz, hep eski kankanız Alex sayesinde. Bütün mesele, genç olmamdı. Ama şimdi bu öyküyü bitirirken genç değilim kardeşlerim, değilim artık, yo hayır. Alex büyüdü filan, ah evet.

Ama şimdi tek tabanca gittiğim yere gidemezsiniz, ey kardeşlerim. Yarın mis kokulu çiçekler ve dönen leş kokulu dünya ve yıldızlar ve yukarıdaki bizim ay filan olacak ve eski kankanız tek tabanca Alex, kendine eş filan arayacak. Bok püsür işte. Cidden korkunç, adi, şerefsiz bir dünya bu, ey kardeşlerim. İşte küçük kankanız size veda ediyor. Ayrıca bu öyküdeki diğer herkese derin dudak müziği sesleri, bırrrrrr. Ayrıca kıçımı öpebilirler. Ama sizler, ey kardeşlerim, eskidenki küçük Alex’inizi arada sırada hatırlayın. Âmin. Ve bok püsür."


Gece Saçlı Kız

Yorumlar